Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortalliKayıt OlLatest imagesGaleriAramaGiriş yap

 

 Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Mevlana
Admin
Admin
Mevlana


Mesaj Sayısı : 177
Yaş : 38
Şehir : Uganda-Türk
Kayıt tarihi : 29/05/07

Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Empty
MesajKonu: Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir   Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Icon_minitime06.09.07 15:54

Tenâsüh ve Reenkarnasyon


Tenâsüh, rûhun, ölümden sonra, başka bir bedende
yeniden dünyaya gelmesidirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Tarihin çok eski
devirlerine dayanan ve Hint felsefesinde kendini kuvvetli bir şekilde
hissettirenKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi bu inancın farklı biçimleri olsa da, tenasühe inananlar genel
olarak iki gruba ayrılır: Birinci gruba göre, rûhlar bedenlerini terkettikten
sonra aynı veya farklı türden olan bedenlere geçerler. Bu görüşe göre tenasüh
ceza ve sevap türündendir. İkinci gruba göre ise, rûhlar bedenlerinden
ayrıldıktan sonra sadece kendi türlerinden olan bedenlere geçerler, başka
türlere geçmezlerKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Reenkarnasyon
(Rœincarnation) ise, tenasüh, tekammüs, tecessüd-ü cedîdKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, rûhun bir cisimden ötekine kimi kez de, insandan hayvana,
hayvandan insana geçmesi, rûh göçüKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi manâlarına gelirken, bu
fikri savunan bazı gruplara göre tenasühten faklı ve daha husûsi bir manâda
kullanılmaktadır.

Batı'da, rûhun, ölümden sonra, yine bir insan bedenine
geçmesine, reenkarnasyon, hayvan bedenine geçmesine ise, transmigrasyon
(transmigration)Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi dendiğine de şâhid oluyoruz kiKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, bu durumda transmigrasyon, tenâsühe denk
gelmektedir.

Yeni tenasühçülerKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi olarak da isimlendirebileceğimiz, günümüzde reenkarnasyonu savunan
kimselere göre, reenkarnasyon yani dünyaya tekrar gelişin Hint felsefe ve
dinlerindeki tenasüh ile esas ve amaç bakımından hiç bir ilgi ve münasebeti
yoktur. Çünkü, tenasühte tekâmül (varlık derecesinin veya rütbesinin artması)
fikri yoktur. Cezâ ve mükâfat esasına göre bir geliş, gidiş vardırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Reenkarnasyonda ise, dünyevî bağlardan kurtulamamış
rûhların tekâmül için dünyaya tekrar gelmesi vardır. Tekâmülde hiç bir
zaman geri dönülmeyeceği (tedennî yani alçalış olmayacağı) kabul edilmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

İslâm âleminde geçmişte tenasüh inancına inanan bazı din
dışı guruplarKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, günümüzde ise husûsî bir reenkarnasyon anlayışına sahib
olanlar (bunlardan bazıları reenkarnasyonun İslâm'daki âhiret inancına aykırı
düşmediği, sadece tekâmül gayesini güttüğünü söylemektedir) iddiâlarına destek
bulmak için, Kur'ân-ı Kerîm'den bazı âyetleri örnek olarak göstermişler ve
böylece pek çok âyetin reenkarnasyon ifâde ettiğini veya edebileceğini
söylemişlerdir.

Burada öncelikle tenâsüh ve reenkarnasyonu kesin olarak
reddeden âyetlere, ardından da, tenasüh ve reenkarnasyon ifâde ettiği iddiâ
olunan âyetler üzerinde durmaya çalışacağız.
1. Tenasüh ve Reenkarnasyon Olmadığını İfâde Eden
Ayetler



Kur'ân-ı Kerim'de, insanın yeniden diriltilişinin kıyamet günü olacağı, iâde
tabirinden insanların kıyamet gününde tekrar diriltilmelerinin kasdolunduğu, bu
diriltmenin bir defâya mahsus olduğu ve ölümden sonra tekrar dünyaya dönüşün
asla mümkün olmayacağı açıktır. Bu hususta pek çok âyet vardır. İşte bunlardan
birisi: "Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında der
ki, Rabbim! beni geri gönder. Tâ ki, boşa geçirdiğim dünya hayatında iyi ameller
işleyeyim. Hayır! O, söylediği boş bir laftan ibarettir. Onların
arkalarında ise, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah
Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi vardır" (Mü'minûn, 99-100).

Bu âyet
dünyaya yeniden gelmenin olmayacağını açık ve kesin bir şekilde ifâde ediyor.
Nitekim İkbâl, "Kur'ân-ı Mubîn'de iyici açıklanmış ve hiç bir fikir
kargaşasına yer vermeyecek mahiyette olan üç noktaya dikkat etmemiz
gerekir
" dedikten sonra ikinci noktada: "Kur'ân-ı Kerîm'e göre bu
dünyaya yeniden gelmek imkânsızdır. Bu hususta aşağıdaki âyette gâyet açık bir
şekilde açıklanmıştır: .."
Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi diyerek, yukarda takdîm
ettiğimiz âyeti zikretmiştir.

Kur'ân-ı Kerîm dünyaya yeniden dönüş
isteğinin boş bir laf olduğunu ifâde ederken tekid sadedinde innehâ
kelimetun huve kâiluhâ
"o, söylediği boş bir laftan ibarettir"
buyurmuşturKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

"Onların arkalarında ise, yeniden
diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır"
ifâdesi de, onların
diriltilecekleri güne kadar berzah âleminde bekleyeceklerini, yani dünya
hayatıyla âhiret hayatı arasında bir hayatta olacaklarını, dünyaya
dönemeyeceklerini belirtmektedir. "Nasıl ki ana rahminden çıkan bir çocuk,
yeniden tekrar oraya dönemiyorsa, bu dünya hayatından çıkarak, kabir hayatına
giden bir rûh da, oradan çıkıp geriye tekrar dönemeyecektir
"Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Bu apaçık ifadeden sonra, "bu âyet rûhun ayrıldığı
bedene dönmeyeceğini ifâde ediyor, dünyaya dönmeyeceğini değil
"Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi veya, bu âyet "reenkarnasyonun olmadığını değil sürekli
dünyaya geri gidip açığını kapatmak isteyenlerin bu isteklerinin reddedildiğine
delîldir
"Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi gibi iddiâların gerçeği yansıtmadığı açıktır. Çünkü âyette
ne eski bedene dönme isteğine, ne de bu sözü söyleyenin dünyaya bir kaç defa
geldiğine dâir bir alamet yoktur. Eğer bu istek dünyaya bir kaç kere gelen bir
kimse tarafından yapılmış olsaydı o zaman cevap olarak, defalarca dünyaya
gönderilmedin mi...
gibi ifâdelere yer verilirdi... Nitekim buna benzer bir
başka âyette, pişmanlığını dile getiren inkârcıya şöyle cevap verilmiştir:
"Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar
yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti."
(Fâtır, 37). Bu âyette de,
insana düşünüp taşınacağı ve öğüt alacağı kadar ömür verildiğinden bahsedilmiş,
fakat bir kaç kere dünyaya gelmekten bahsedilmemiştir. Bu ayet açıkça
reenkarnasyonu reddettiği halde, dünyada 25 yıl kalanla 100 yıl kalanın bir
sayılamayacağı, böyle bir şeyin Allah'ın adaletine uygun düşmeyeceği
Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, söylenerek tam aksine, reenkarnasyona delîl getirilmeye
çalışılmış, az yaşayan ve böylece öğüt almak için gerekli süreye ulaşamayan
insanların tekrar dünyaya gönderileceği sonucuna varılmak
istenmiştir.

Aslında böyle bir iddiâ, reenkarnasyon ilkesine de
aykırıdır. Çünkü, bu ilkeye göre dünyaya yeniden gelmenin sebebi kusurlu,
günahkâr insanların, kendi kusur ve hataları sebebiyle tekâmüllerini
tamamlayamamalarıdır. Hem insana neden yeterli bir süre tanınmasın da dünyaya
bir daha getirme ihtiyacı doğsun ki! İlk seferde bunu gerçekleştirmek varken
ömrü parçalara ayırmaya gerek var mıdır?

Ayrıca, hidâyeti bulma hususunda
insanların durumu farklı farklıdır. Bin yıl yaşayan bir kimse hidâyete
erişemeyeceği gibi, bir kaç saatlik bir mükellefiyet zarfında hidâyeti bulup
vefât etmek de mümkündür. Hidâyet için illa da belli veya uzun bir süre
gerekmez. Her insana verilen ömür, o insanın hidâyeti bulması için yeterli
olabilir. Allah kimin ne kadar zamanda öğüt alacağını bilir, dolayısıyla
ömürleri de ona göre takdir etmiş olabilir. Âyet de, bu duruma işâret ediyor. Bu
süre o insanın imtihân süresidir ve öğüt almak için yeterlidir. Uzun veya kısa
olması önemli değildir. Hatta uzun olması aleyhe de olabilir.

Ayrıca,
Allah'ın herkese imkânları ölçüsünde, yaşadığı şartlara ve hayat müddetine göre
muâmele edip, hesaba çekeceği de muhakkaktırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Hem böyle bir iddiâya göre, kıyametten az bir zaman önce dünyaya
gelenlerin durumu nasıl izâh edilebilir?

Yukardaki âyetin ifâde ettiği
manâyı yani dünyaya tekrar dönüşün olmayacağını ifâde eden diğer âyatler de
şunlardır:

"Onların, ateşin karşısında durdurulup, âh! keşke
dünyaya geri gönderilsek de, bir daha Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve
inananlardan olsak!
dediklerini bir görsen! Hayır! daha önce gizlemekte
oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü.
Onlar dünyaya
geri gönderilseler bile, yine kendilerine yasaklanan şeyleri mutlaka tekrar
yaparlardı. Onlar kesinlikle yalancıdırlar"
(En'âm, 27-28),


"...Acaba şimdi bizim için şefaatçiler var mı ki, bize
şefaat etsinler, ya da dünyaya geri gönderilsek de, yapmış olduğumuz amellerden
başkasını yapsak.
Onlar kendilerine yazık ettiler ve uydurdukları şeyler de
kaybolup gitti"
(A'raf, 53),

"Rabbimiz bizi
cehennemden çıkar, eğer bir daha dönersek o zaman gerçekten zalimlerdeniz.

Allah buyurdu ki, susun! konuşmayın!.."
(Mü'minûn,107-108).

En'âm, 28. âyette,
"Eğer dünyaya geri döndürülselerdi kendilerine yasaklanan şeyleri
mutlaka tekrar yaparlardı"
ifâdesi mevzûmuz açısından çok önemlidir.
Çünkü bu ifâdeyle, farazâ o insanlar dünyaya tekrar gelseler de, yine aynı
şeyleri yapıp, Allah'ın yasak ettiği şeyleri işleyecekleri bildirilerek,
insanların bu dünyaya neden bir kere daha gönderilmediklerinin hikmeti
beyân edilmiştir.

"Onlardan önce nice kavimler helâk ettiğimizi
görmüyorlar mı?! Onlar bunlara tekrar dönüp gelmezler"
(Yâ-sîn,
31)âyeti de helâk edilen insanların, daha sonra gelen
insanlara dünyaya tekrar gelmek sûretiyle dönmediklerini açıkca ifâde ediyor.
Helâk edilen kavimlerin kusurlu, tekemmül etmemiş insanlar olduğu düşünülürse,
bu âyetin reenkarnasyon aleyhinde kuvvetli bir delîl olduğu daha iyi
anlaşılacaktır. Bir başka âyette ise, bu manâda, "Helâk ettiğimiz bir
karye ehline tekrar dönmek haramdır"
(Enbiyâ, 95) buyrularak, dünyaya
dönüşün kesinlikle olamayacağı haram tabiriyle tekidli
bir sûrette bildirilmiştir.

"Allah sizi annelerinizin karnından
hiç bir şey bilmez vaziyette çıkardı"
(Nahl, 78) âyeti de reenkarnasyon
aleyhinde kuvvetli bir delîldir. Çünkü bu fikri savunanlara göre, insanın
yeniden dünyaya gelmesi tekâmül içindir. Tekâmülün olabilmesi için ise, önceki
hayattaki birikimin mevcûd olması gerekir. Halbuki bu âyet böyle bir şeyin
olmadığını, doğan çocukların hiç bir şey bilmez bir halde dünyaya getirildiğini
ifâde ediyor.

"Orada ilk ölümden başka ölüm tadmazlar"
(Duhân, 56) âyetinde ölümün bir kereye mahsûs olarak yaşandığı ifâde
edilmiştir. Dolayısıyla bir kaç veya bir çok defâ ölümü gerekli kılan
reenkarnasyon bu âyetle de reddolunmaktadır.

Vakıa sûresinin son
âyetlerinde de ölüm anında insanların durumu tasvîr olunduktan sonra:
"(Ölen kimse) eğer mukarrebînden ise... Eğer ashab-ı yemînden ise... Ve
eğer yalanlayıcı ve dalâlete düşmüşlerden ise..."
(Vakıa, 88-94)
buyrularak, öldükten sonra, insanların gidecekleri yerler sıralanmışKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi fakat bunlar içinde tekâmül etmemiş, günahkâr ve kusûrlu
kimselerin tekrar dünyaya döneceğinden bahsedilmemiş, bilâkis yalanlayıcı ve
dalâlete düşmüş olanların yerinin cehennem olduğu bildirilmiştir: "Ve
eğer yalanlayan ve dalâlete düşenlerden ise, ona kaynar sudan bir ziyafet ve
cehenneme giriş vardır"
(Vakıa, 92-94).

Müşriklerin
"hayat ancak dünya hayatımızdır. Ölürüz, yaşarız, bizi zamandan başka
bir şey helâk etmez"
(Câsiye, 24) şeklindeki sözleri hakkında da, bazı
müfessirler, bu sözleriyle inkârcıların, müşriklerin inancı olan tenasühü ifâde
etmiş olabileceklerini söylemişlerdirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi ki, Cenab-ı Hakk'ın onların
bu görüşünü red makamında zikretmesi de tenasüh aleyhine bir delîl
sayılabilir.

Kur'ân âyetlerinin yanında, kabir azabını ve nimetlerini
haber veren çok sayıda hadîs-i şerîf de reenkarnasyonu reddetmektedirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Acaba âhiret âleminin bütün aşama ve safhalarını detaylı bir
şekilde anlatan Peygamberimizin, eğer hakikat olsaydı, reenkarnasyondan da
bahsetmemesi mümkün olur muydu? Böylesine önemli ve itikadî bir meseleye hiç
değinmemesi düşünülebilir mi? Hem böyle bir şeyi haber verseydi, bazı insanlar
büyük bir müjde olarak bu haberi yayıp rivâyet etmezler miydi? Bütün bunlar
reenkarnasyonun İslâm'da yeri olmadığını göstermiyor mu?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mevlana-security.yetkin-forum.com
Mevlana
Admin
Admin
Mevlana


Mesaj Sayısı : 177
Yaş : 38
Şehir : Uganda-Türk
Kayıt tarihi : 29/05/07

Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir   Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Icon_minitime06.09.07 15:57

2 . Tenâsüh ve Reenkarnasyona Delîl Olarak Gösterilen
Ayetler



Tenasüh veya reenkarnasyon ifâde ettikleri iddiâ olunan âyetlere gelince,
öncelikle şunu belirtelim ki, geçmişte tenasühe delîl olarak gösterilen
âyetlerin sayısı günümüzde reenkarnasyona delîl olarak gösterilenlerin aksine,
çok azdır, üç-beş taneyi geçmez. Bu âyetlerden birisi, "onların ciltleri
cehennem ateşinde pişip kavrulduğu her seferinde, azabı tatsınlar diye yeni
ciltlerle (bedenlerle) değişiriz"
(Nisâ, 56) âyetidir.

Bu âyette
açıkça, cehennem azabı ve bu azabın şiddetini ifâde etmek için, kavrulan
bedenlerin yenilenmesinden bahsedilirken, âyette zikredilen cehennemin bu dünya
hayatı olduğunu iddiâ edilerek, bu âyetin insanların rûhlarının bedenlerinden
ayrıldıktan sonra başka bedenlere girip dünyaya gelmelerine işâret sayılmış,
beden içinde olgunlaşamayan rûhun azap çekmek için başka bedenlere girerek bir
cehennem olan şu dünya hayatına geri döneceklerini söylenmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Tamamen bâtınıyyeKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi kokan, cehennemi bu dünyada
arayan bu görüşün ne derece sakat ve bâtıl olduğu açıktır.

Geçmiş
tenasühçülerden bazıları da, "Ey İsrail oğulları! size in'âm ettiğim
nimetleri hatırlayın..."
(Bakara, 40, 47, 122) âyetinden hareketle,
âyette hitap edilenlerin bizzât o zamanki yahudîler olduğu, ölüp, çürüyüp,
aradan uzun zaman geçtikten sonra, Allah'ın kendilerine olan nimetlerini
unuttukları için hatırlatma yapıldığını iddiâ etmişlerdir. Halbuki, Arapçada
böyle bir üslûp yaygındır. Bir kimseye dedesi ve ataları kasdedilerek, ona
söylüyormuş gibi hitap edilebilirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

"Yer
yüzündeki bütün hayvanlar ve gökte kanat çırpıp uçan bütün kuşlar sizin gibi bir
ümmettirler (toplu halde yaşayan canlılardır)
(En'âm, 38) âyetinde de
tenasühçüler, bu âyetin yer yüzündeki hayvanların ve kuşların bizim emsâlimiz
olduğuna delâlet ettiğini, emsal olma durumunun ve eşitliğin (musâvât) bütün
zatî sıfatlarda bulunmasını gerekli kıldığını söyleyerek, tenâsüh ifâde ettiğini
iddiâ etmişlerdirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Onlara göre bu misliyet potansiyel olarak mevcuttur,
fiili olarak değildir. İnsanlar da hayvanların potansiyel olarak mislidirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. "Her ümmete mutlaka bir nezîr (cehennemle uyaran)
gelmiştir"
(Fâtır, 24) âyetinden hareketle de, önceki âyette
ümem olarak tavsîf olunan bu hayvan topluluklarının her birine Allah
tarafından birer resûl gönderildiğini savunmuşlardırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Ayette ifâde edilen emsal olma durumunun, ümem
olmada, yani toplu halde yaşama husûsunda olduğu açıktır. Nitekim karınca, arı
gibi hayvanlarda bu durum daha açık olarak görülmektedir. Bu misil olma durumu
bütün zâtî sıfatlarda olması için ise, hiç bir sebep yoktur.

Bazı
tenasühçüler de, kâfirlerin cehennemde ebedî kalacaklarını ifâde etmek
maksadıyla zikredilmiş olan, "Ayetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya
tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve deve iğne
deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir..."
(A'raf,
40) âyetinden hareketle, kötü rûhluların bedenden bedene geçerek
temizleneceklerini, neticede deve bedeninde olan insanın, iğne deliğinden
geçebilecek bir meyve kurdu bedenine intikâl ederek saflaşacağını
söylemişlerdirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Geçmişte tenasühe delîl olarak sunulan az sayıdaki
bu âyetlere karşılık, günümüzde reenkarnasyonu savunanların, görüşlerini
desteklemek gayesiyle zikrettikleri âyetlerin sayısı insanı şaşırtacak derecede
çoktur! Bazıları bu hususta elli civarında âyet sıralamıştırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Bu âyetlerin pek çoğu birbirine benzeyen, aynı manâyı ifâde eden
âyetlerdir. Bu âyetlerden bir kısmı da, açık bir şekilde dünyaya dönüşün
olmayacağını ifâde etmektedir! Şimdi bu fikri savunanların pek çoğu tarafından
takdîm edilen âyetleri inceleyelim:

Günümüzde reenkarnasyonu savunan ve
Kur'ân-ı Kerim'de bu inanca yer verildiğini iddiâ edenlerin pek çoğunun ilk
fırsatta delîl olarak belirttikleri, şu âyettir:

"Sizler ölü
iken (ölü varlıklar halinde iken) sizi dirilten (dünyaya getirip hayat veren)
Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz?! Sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek,
sonra da O'na döndürüleceksiniz"
(Bakara, 28).

Bu âyette
reenkarnasyonun dile getirildiğini iddiâ edenlerin hareket noktası, âyette
zâhirde, iki ölüm ve iki diriltmenin olmasıdır. Onlara göre âyetteki
ve küntum emvâten (halbuki siz ölü varlıklar halinde
idiniz)
ifâdesi, insanların ömürlerini tamamladıktan sonra ölmeleri
manâsındadır. Âyetin yanlış değerlendirilmesinde rol oynayan ifâde budur.
Dolayısıyla bu ifâdeden ne kastedildiği açıklığa kavuşunca, mesele de
kendiliğinden hallolacaktırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Geçmişte yazılmış
bir çok tefsîre göz attığımızda bu âyetin hiç bir müfessir tarafından, hatta
tenasüh iddiâsında olanlar tarafından dahi, bu şekilde, yani reenkarnasyon
ifâde ediyor
veya bu âyet dünyaya bir kaç defâ gelmekten
bahsediyor
şeklinde anlaşılmamış ve böyle bir iddiâya tesadüf edilmemiştir.
Çünkü eğer böyle bir iddiâ mevcûd olsaydı, bu fikri kabûl etmeyenler tarafından
reddedilecek, tefsîrlerde bu hususta cevap bulunacaktı. Böyle bir şeye
rastlanmaması, geçmişte bu âyet hakkında böyle bir iddiânın da bulunmadığını
göstermektedir.

Tefsirlerde ve küntum emvâten (halbuki
siz ölü varlıklar halinde idiniz)
ifâdesine, hepsi de insanın bu dünya
hayâtına gelmeden önceki tavırlarından olan, çeşitli manalar verilmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Buna göre bu âyetteki emvât tabirine, hiç bir şey
değildinizKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, Adem ve zürriyyetinden misâk alındıktan sonraki ölü
halinizdeydiniz, toprak idinizKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, babalarınızın sulbunde
nutfe halinde idinizKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, ana rahmine nutfe olarak intikâl anında ölü varlıklar
idinizKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, zikredilmeyen kendisinden bahsedilmeyen varlıklar idinizKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi gibi manâlar verilmiştir ki, bu manâlar insanın dünyaya gelmeden
önceki hallerine delâlet ediyor. Dolayısıyla âyette, bu devrelerden biri veya
bir kaçının kastolunması mümkündür. Emvâten "ölüler, ölü
varlıklar"
'ın çoğul olarak gelmesi de, buna işâret sayılabilir. Nitekim
bazı müfessirler bu devrelerden bir kaçını birden zikrederek âyete manâ
vermişlerdirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Razî, ulemânın bu ifâdenin beyanı hakkında "toprak ve
nutfe idiniz"
şeklinde ittifak ettikleriniKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi söylemiştir.

İbn Aşûr bu ifâdeyi şöyle izah ediyor:
""Sizler ölü varlıklar iken sizi diriltti" âyeti delâlet ediyor
ki, bu icâd bedî (eşsiz) bir şekildedir. Zira insan mevt yani kendinde
hayat olmayan bir çok şeylerden meydana gelmiştir. Çünkü insanın zerreleri
havada, toprakta dağınık halde bulunan unsûrlardan alınarak gıdalarda bir araya
toplanmıştır ki, bu da ikinci bir ölü varlıktır. Sonra o gıdalardan kan ve başka
bileşikler hulâsa edilmiştir ki, bunlar da ölüdür. Sonra bunlardan kadın ve
erkeğin nutfeleri hulâsa edilmiştir. Sonra bunlar imtizâc ederek alaka
sonra mudğa olmuştur. Bütün bu tavırlar insanın var oluşundan öncedir
ve birer ölü varlıklardır. Daha sonra rûh nefhedilerek doğum vaktine ve
ölünceye kadar hayat sahibi olmuştur. Kâfirlere düşen, bu durumu Allah'ın
uluhiyyette tek olduğuna delîl olmakta yeterli görmeleriydi"Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Böylece bu âyetlerde tenasüh veya reenkarnasyonu
hissettiren bir durum olmadığı açıkça görülmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mevlana-security.yetkin-forum.com
Mevlana
Admin
Admin
Mevlana


Mesaj Sayısı : 177
Yaş : 38
Şehir : Uganda-Türk
Kayıt tarihi : 29/05/07

Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir   Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Icon_minitime06.09.07 15:57


"Dediler
ki, Rabbimiz bizi iki kere öldürdün iki kere dirilttin artık günahlarımızı
itiraf ettik. Çıkış için bir yol var mı?"
(Mü'min,11) âyetinin de çoğu
müfessir tarafından Bakara, 28. âyetin bir benzeri olduğu söylenmişse de,
bazılarına göre ise, bu âyet Bakara, 28. âyetten farklı olup, bu âyette kabir
azabına işâret edilmektedir. Çünkü bu âyette kâfirler iki ölümden bahsediyorlar.
Bunlardan birisi dünyada müşâhede olunan ölüm olduğuna göre, diğer ölümün
kabirde olması gerekirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Razî'ye göre buradaki ölüm,
Bakara, 28. âyette olduğu gibi, nutfe, alaka vs. olamaz. Çünkü âyette Allah
Taalâ'nın onları öldürmesinden (imâte)'den bahsediliyor. öldürme ise,
hayatın varlığına bağlıdır. Eğer ölüm önceden hâsıl olsaydı, bunun öldürme
(imâte) olması muhâl olurdu. Tahsil-i hâsıl (ölünün öldürülmesi) lâzım gelirdi
ki, bu da muhâldir. Bakara, 28. âyette ise, durum böyle değildir. Orada onların
emvât (ölüler) olduğundan bahsediliyor, imâteden yani Allah'ın onları
öldürmesinden, canlarını almasından bahsedilmiyorKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Ancak Zemahşerî, onların ölü maddeler halinde
yaratılmalarına imâte (öldürme) tabirinin Arap dili açısından
kullanılabileceğini söyleyerek şu misâlleri veriyor: Sivri sineğin cismini
küçülten ve filin cismini büyülten Allah'ı noksan sıfatlardan tenzîh ederim

(subhâne men sağğara cisme'l-baûdati ve kebbere cisme'l-fîl) ifâdesindeki
küçültme ve büyültmeden maksat sivri sineğin cismini büyük iken küçültmek
ve filin cismini küçük iken büyültmek manâsında değil de, onların bu
şekilde yaratıldığı olduğu gibi, âyette de durum böyledir. Öldürmeden maksat ölü
halde olmadır. Bir başka misâl de, hafriyatçıya hitaben kuyunun ağzını
daralt, altını genişlet
(dayyık feme'r-rukyeti ve vessi' esfelehâ)
ifâdesidir. Bu ifâdede de zâhirinden anlaşılabileceği gibi, kuyunun ağzının
genişken daraltılması, alt tarafının da, dar iken genişletilmesi değil, ağzının
geniş, altının dar yapılması istenmektedir. İşte âyette de aynı durum söz
konusudurKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bu âyet ya Bakara,
28. âyetin ifâde ettiği manâyı, ya da biri görebildiğimiz, diğeri de kabirde
meleklerin suâlinden sonra vuku bulan ölümü ifâde ediyor. Bu her iki hal de
reenkarnasyonla alakalı değildir. Hem âyette kâfirlerin bu sözlerini cehennemde
iken söyledikleri açıktır. Çünkü oradan çıkmak istediklerini söylüyorlar.
Reenkarnasyon ise, iddiâ edenlere göre, ölümün ardından bu dünyada, yani kıyamet
kopmadan gerçekleşecektir.

Bu âyetin manası hakkında, muhterem hocam
Veli Ulutürk'ün şifahî olarak, muhtemel olduğunu kaydettiği mana ise şöyle:
Bizi bir dünyada öldürdün, bir de burada (âhirette) cehenneme sokmakla
öldürdün. Yani mahvettin, azâba düçar ettin olsa gerektir. Çünkü cennetlikler
Duhân, 56. âyette bildirildiği gibi bir kere ölmektedirler. Yani ikinci ölüm
cehennemde âzap çekme manasında mecâzidir.
Sıkıntılı, istenmeyen bir
hayatın mecâzî olarak, ölüm diye vasfedilmesinin çokça kullanıldığı dikkate
alındığında, bu izâhın çok yerinde olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Nitekim, bir
âyette de, cehennemliğin hali tasvîr edilirken, "orada ne ölür, ne de
yaşarlar"
(A'lâ, 13) buyrularak, cehennem hayatı ölüme
benzetilmiştir.

Reenkarnasyonu savunanların iddiâlarına delîl olarak
gösterilmeye çalışıtıkları bir diğer âyet de şudur: "Size her ne musîbet
dokunursa, kendi ellerinizle kazandığınız şeyler sebebiyledir. Allah pek çoğunu
da affeder"
(Şuarâ, 30).

Bu âyetten hareketle, çocukların başına
gelen belâ ve musîbetlerin onların daha önce yaşadıkları hata ve isyanlarının
bir cezâsı olduğu söylenmiştir. Çünkü, bu iddiâ sahiplerine göre, çocuklar
masûmdur, çocukluklarında böyle cezâları hakettirecek işler yapmamışlardırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Aslında bu âyette muhatab olan kimselerin çocukluk çağını
geçmiş, mükellef kimseler olduğu açıktır. Çünkü yapılanlarla muâheze etmek,
ancak mükellefler için geçerlidir. Hem bu durum Kur'ân'ın tamamı için böyledir.
Muhatab dâima âkil bâliğ olan mükelleflerdir. Dolayısıyla çocuklara isâbet eden
musîbetlerin, sadece yapmış oldukları şeyler sebebiyle olduğu söylenemez.


Hem sadece bu âyete dayanarak hüküm vermek doğru olmaz. Nitekim bir
başka âyette, zaman zaman masûmlara da musîbetin dokunabileceğinden
bahsedilmiştir: "Geldiğinde sadece sizden zalim olanlara dokunmayacak
olan fitneden sakının!"
(Enfâl, 25). Bu durum, dünyanın bir imtihan
yeri olmasından kaynaklanmaktadır.

Çocukların başına gelen belâ ve
musîbetler babaları için bir imtihânKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, kendileri için de manevî
terakkî veya uhrevî sevap vesilesi olabilir. Sonra, hayır ve şer nisbî
şeylerdir. İnsan kendisi ve çoluk çocuğu için neyin hayır neyin şer olduğunu tam
anlayamaz. Görünüşte kötü gördüğü bir şey kendi hayrına olabileceği gibi,
hayır olarak gördüğü bir şey de kendi aleyhine olabilirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

"Onları biz yarattık ve yaratılışlarını sapa
sağlam yaptık. Dilersek onların yerine benzerlerini de getiririz"
(İnsan, 22) âyeti ve bu âyete emsal olan Vakıa, 60-62, Meâric, 40-41.
âyetler de reenkarnasyona delîl olarak getirilmeye çalışılmıştırKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Bu âyetleri reenkarnasyona delîl gösterenler, âyetlerdeki
misl kelimesinin çoğulu olan emsâl (benzerleri) kelimesinden
hareketle, böyle bir ipucu yakalamaya çalışmışlardır.

Aslında bu âyetler
dikkatle incelendiğinde, bir kısmının öldükten sonra tekrar dirilmeye delîl
olarak zikredildiği görülür. Yani sizi bir kere yaratan sizi ölümünüzden sonra
da tekrar yaratır, benzerlerinizi veya aynınızı yeniden yaratabilir, manasını
ifâde etmektedirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Yukarda zikrettiğimiz ve reenkarnasyona delîl
getirilen, İnsan, 28; Vakıa, 60-62; Meâric, 40-41 âyet-i kerîmeleri
böyledir. Bu durum şu âyette daha da açıktır: "Gökleri ve yeri yaratan
onların (insanların) benzerlerini yaratmaya kadir değil midir?!.."
(Yâ-sîn, 81). Diğer âyetlerde ise, inkârcı kavimler kendilerinin
helâk edilerek yerlerine kendi nev'lerinden olan başka insanların, başka kavim
ve milletlerin getirileceğiyle tehdid edilmişlerdir. İnsan, 28; Meâric,
40-41. âyetler bu manâda da anlaşılabilir. "Onları günahları sebebiyle
helâk ettik ve onlardan sonra başka kavimler yarattık"
(En'âm, 6) âyeti
de bu husûsta güzel bir örnektir.

Nitekim, müfessirler de, âyetlere bu
doğrultularda manâlar vermişlerdir. Meselâ, "Gökleri ve yeri yaratan
onların (insanların) benzerlerini yaratmaya kadir değil midir?!.."
(Yâ-sîn, 81) âyetindeki mislehum (misillerini) âhiretteki
dirilişin ya misliyle, ya da enfusehum (kendilerini)
manâsında kinaye kabul edilerek, aynen iâdeye delâlet edebileceği söylenmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. "Dilersek onların yerine benzerlerini getiririz"
(İnsan, 28), "... Şüphesiz onların yerine daha hayırlılarını
getirmeye gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez"
(Meâric, 40-41)
âyetleri ise, Allah'ın o insanları helâk edip, yerlerine daha hayırlı, kendisine
itaat eden, isyan etmeyen, böylece amelde onlara muhalif olan kimseleri
getirmeye kâdir olduğu şeklinde tefsîr edilmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Razî, İnsan, 28. âyet-i kerîmenin tefsîrinde bu gerçeği
şöyle ifâde etmektedir: "Yani eğer istesek, onları helâk eder, benzerlerini
getirir, onlarla değiştiririz". Bu âyet, "sizi benzerlerinizle
tebdîl etmede önümüze geçilenler değiliz..."
(Vakıa, 60-61) âyeti
gibidir. Âyetten maksat, onlara hiç muhtaç olunmadığını ifâde etmektir. Sanki
şöyle deniyor: Bizim, şüphesiz hiç bir mahlûka ihtiyacımız yok, faraza olsa
bile, bu kavimlere muhtaç değiliz, çünkü onları yok edip yerlerine benzerlerini
icâd etmeye kâdiriz. "Ey insanlar Allah isterse sizi götürür,
başkalarını getirir"
(Sebe, 133) ve "Allah isterse sizi götürür
ve yeni yaratılmışlar getirir"
(İbrahim, 20) âyetleri de bu
manadadır..."Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi

Görüldüğü gibi bu nevi âyetlerde isyancılara bir
tehdit olarak, yok edilip yerlerine başka insanların getirilmesinden
bahsediliyor. Eğer yine aynı insanlar getirilseler, bu tehdîdin manâsı kalmaz.
Üslûp böyle bir manâya müsâit değildir. Buradaki mânâ, bir âmirin, işini doğru
dürüst yapmayan memûruna, işini iyi yap yoksa seni atar yerine başka birini
alırım
demesi gibidir.

Âyetlerin hangi makamda ve ne için
zikrolunduğuna dikkat edildiğinde böyle yanlış anlamalara mahal
kalmayacaktır.
Reenkarnasyon iddiâcılarınca bu hususta delîl olarak
gösterilen bir diğer âyet ise, "Sizden kimisi de, bilirken hiç bir şey
bilmez hale gelmesi için erzel-i ömre ulaştırılır"
(Nahl, 70) âyetidir.
Öztürk, bu âyetteki erzel-i ömr ifâdesinin ihtiyarlık ve
bunaklık olarak manâlandırılmasının âyetin bütün esprisini yok ettiğini
söyledikten sonra şöyle devam ediyor: "Bir kere, erzel-i ömre atılmaktan veya
itilmekten değil geri götürülmekten bahsediliyor. Yureddu fiili
itilmek, atılmak gibi pejoratif bir manâ ifâde etmez. Bir geri çevirme ve başa
döndürme ifâde eder. Buna göre erzeli'l-ömr ömrün başlangıcı, yani
tekâmül sürecinin en düşük noktası demek olur. İkincisi, insanın ileri yaşlara
kadar yaşatılması, elinin ayağının tutmaz, hafızasının gereğince işlemez hale
gelmesi insan için bir rezillik ve düşüklük neden olsun? İnsan ömrünün o
noktasında fıtrat kanunları açısından en saygın ve olgun dönemdedir. Allah
kulunu kendisine en yakın bir dönemde böyle kötü bir sıfatla anmaz"Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Sonuç olarak, Öztürk bu âyetin, mucizevî bir üslûbla yeniden
bedenlenme yani reenkarnasyon ifâde ettiğini söylemektedir.

Kanaatimce,
yuraddu fiili ister atılmak, itilmek manâsı ifâde etsin isterse, geri
çevirme, başa döndürme manâsı ifâde etsin, bir tek kelimeden hareketle
reenkarnasyona delîl aramak doğru değildir. Yaşlılık dönemi, insanın çocukluk
devrine çok benzediğinden bu teşbîhe delâlet etmek üzere böyle bir fiille ifâde
edilmesi tabiidir. Ayrıca, "Kıyametin vakti O'na âittir (yuraddu)"
(Fussilet, 47), "ve kıyamet gününde en şiddetli azaba marûz
bırakılırlar (yuraddûne)"
(Bakara, 85) gibi âyetlerde, bu fiilin başa
döndürme, geri çevirme manâsında kullanılmadığı açıktır. Dolayısıyla yukardaki
âyette de, bu manada kullanılmamış olabilir.

Erzel-i ömr'ü ömrün
başlangıcı, tekâmül sürecinin en düşük noktası diye vasıflandırmak da doğru
değildir. Çünkü bu ifâde, böyle bir yaklaşıma müsait değildir. Zira,
erzel, bayağılığından, âdiliğinden dolayı kendisinden yüz çevrilen
şeyKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi demektir. Ömrün başlangıcından veya tekâmül sürecinin en düşük
noktasından neden hor görülüp de yüz çevrilsin. Sonra burada erzel durumu İbn
Aşûr'un da dediği gibi, sıhhatteki rezalettir, rûh haletiyle bir alakası
yokturKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Yani bu âyette yaşlılar için bunak, rezil tabirleri
kullanılmıyor, ömrün o devresi için böyle bir tabir kullanılıyor ki, böyle bir
devir de vardır. Bazı yaşlıların çocuklardan âciz vaziyete düşmeleri Allah'ın
takdiriyle olan bir durum değil midir? O halde böyle bir durum neden
yadırgansın? Zaten âyette bu durumun bazı kimseler için vaki olduğu
minkum
(bazınız) tabiriyle ifâde edilmiştir. Bütün yaşlılar için mevzu
bahis değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) in de bu duruma düşmekten Allah'a
sığınarak, "Erzel-i ömr'e düşmekten (en uradde) sana sığınırım"Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi şeklinde duâ etmesi de gösteriyor ki, erzel-i ömr yaşlılığın,
istenmeyen zor günleridir. Âyetteki, "bilirken hiç bir şey bilmez hale
gelmesi için"
ifâdesi de bunu gösteriyor. Çünkü bir şey bilmez duruma
gelmek akıl zafiyetinin, yaşlılığın alametidir. Eğer reenkarnasyon ifâde
edilseydi, bundan Allah'a sığınmanın manası kalmazdı. Bilâkis istenilen bir şey
olurdu. Ayrıca âyetin reenkarnasyon ifâde ettiği kabul edilirse, o zaman insanın
yeniden dünyaya getirilmesinin gayesi, bir şey bilmez hale getirilmek
gibi garip bir durum olur. Ayrıca âyette, "sizden kimi vefât eder kimisi
de erzel-i ömr'e döndürülür"
ifâdesi gösteriyor ki, erzel-i ömre düşen
kimse henüz ölmemiştir. Reenkarne olacak kimsenin ise ölmesi gerekir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mevlana-security.yetkin-forum.com
Mevlana
Admin
Admin
Mevlana


Mesaj Sayısı : 177
Yaş : 38
Şehir : Uganda-Türk
Kayıt tarihi : 29/05/07

Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir   Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Icon_minitime06.09.07 15:58

"Bilirken hiç bir şey bilmez hale gelmesi için" ifâdesi
de, müfessirlerin verdiği manâyı tekid ettiği gibi, aynı zamanda reenkarnasyonu
reddetmektedir. Çünkü eğer insan bir şey bilmez bir vaziyette tekrar dünyaya
getirilecekse bunun ne faydası olur? Bu şekilde, bir terakkî sağlanması mümkün
müdür? Hem insan, önceki hayatında(!) işlediği suçun ne olduğunu bilmiyorsa,
yeniden doğuşta cezâ görmenin, ne faydası olabilir? Yine, bu âyet-i kerîmede,
"bilirken hiç bir şey bilmez hale gelmesi için" buyrulurken bir
başka âyette de, "Allah sizi annelerinizin karnından hiç bir şey
bilmez bir vaziyette çıkardı"
(Nahl, 78) buyrularak insanın anne
karnından dünyaya çıktığı zaman hiç bir şey bilmediğinin ifâde edilmesi de
gösteriyor ki, önceki âyetteki yuraddu'dan murâd insanın ilk haline,
yani bebeklik dönemindeki gibi hiç bir şey bilmez hale getirilmesidir.

İzâhına çalıştığımız bu âyet gibi, "kimin de ömrünü uzatırsak, onu
yaratılışta baş aşağı çeviririz"
(Yâ-sîn, 68) âyeti de, aynı şekilde,
kendilerine verilen süre zarfında imkânlarını iyi kullanmayarak bu süreyi heder
edenlerin baş aşağı çevrilerek erzel-i ömr'e çevrildiği şeklinde
değerlendirilmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Aslında bu âyette bahsedilen baş aşağı
çevirme
nin (nunekkishu) insan rûhuyla alakalı olmayıp, bedeniyle,
maddî yapısıyla alakalı olduğu açıktır. Çünkü âyette fi'l-halk
(yaratılışta) buyuruluyor. Ayrıca bu âyette, ömürlerini
değerlendirmeyenlerden vs.
bahsedilmiyor, ömrü uzatılan, yaşlılık dönemine
ulaşan bütün insanlardan bahsediliyor. Keza, âyette defalarca dünyaya gelip
tekâmülün tamamlanmasına bir işâret olsaydı, "ömür verdiğimizi baş aşağı
çeviririz"
yerine, "terakkî ettiririz..." gibi bir ifâdenin
kullanılması gerekirdi...

"Allah sizi yerden bitki bitirir gibi
bitirdi, sonra sizi tekrar oraya iâde edecek, sonra tekrar çıkaracak"
(Nûh, 17-18) âyetinde de, Hz. Nûh'un muhataplarının müşrikler
olduğundan hareketle, suçluların cezâlarını çekip olgunlaşmak için yeniden
topraktan çıkarılıp dünyaya gönderilecekleri söylenmiştir.
Burada sormak
gerekir ki, acaba Hz. Nûh, onların müşrik olarak öleceklerini biliyor mu ki,
böyle hitap etsin, sizi tekrar dünyaya getirecek desin! Aslında bu
âyette Allah'ın ölüleri diriltmeye olan kudreti dile getirilmiş, bu işin Allah
için çok kolay olacağını ifâde etmek için de, insanları başlangıçta, bitkileri
topraktan çıkarırcasına kolay bir şekilde yaratan Allah'ın, onları öldükten
sonra da böylesine kolay bir şekilde dirilteceği bildirilmiştir. Başka bir
ifâdeyle, insanın yaratılması ve öldükten sonra tekrar diriltilmesi, tohumun
filizlenerek topraktan çıkarılmasına benzetilmiştir.

Ayrıca
reenkarnasyon nazariyesinde, insanların topraktan çıkarılmaları diye bir şey
yoktur. Çünkü bu iddiâ sahiplerine göre, dünyaya tekrar gelişler kıyamet
kopmadan önce gerçekleşecektir. İnsanların diriltilerek topraktan çıkarılmaları
ise, kıyamette vuku bulacaktır. Dolayısıyla âyetteki topraktan çıkarma işi
reenkarnasyonla alakalı olamaz. Bilakis reenkarnasyon aleyhinde bir ifâdedir.
Cismani dirilişi ifade etmektedir.

Saffât sûresinde cennettekilerin
durumu anlatılırken, cennetliklerden birinin, dünyada iken âhireti inkâr edip
kendisiyle alay eden cehennemdeki arkadaşına, onun dünyada iken kendisine
söylediklerini hatırlatarak, alaycı, iğneleyici bir tavırla söylediği,
"(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da
uğratılacak değil miymişiz?!"
(Sâffât, 58-59) âyetinin de,
reenkarnasyona delîl olarak gösterilmesi gariptir. Öztürk bu âyetleri, "Biz
cennetlikler tekrar ölecek miyiz? hayır yalnız ilk ölümümüz ve biz azaba da
uğratılmayacağız. Gerçekten de bu büyük bir başarının tâ kendisidir" şeklinde
tercüme ettikten sonra, görüldüğü gibi âyetlerde cennet ehli yani tekâmülünü
tamamlamış olanların tekrar öldürülmeyecekleri söylenerek cehennem ehliyle bir
farklarının da bu olduğuna dikkat çekilmektedir
Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi demektedir.

Bir kere bu hâdisenin nerede vuku bulduğu
unutulmuş gibidir! Artık âhiret âlemi başlamış, cennetlikler cennete,
cehennemlikler cehenneme dolmuşken, arz başka bir arza, gökler başka göklere
tebdîl edilmişken, hangi dünyaya dönüşten bahsediliyor? Hem, cennetliğin böyle
bir ifâdesi cehennemliğin tekrar ölüp diriltileceğine delâlet etmez. Sonra,
Öztürk'ün âyete verdiği mana, her ne kadar pek çok müfessir tarafından verilmiş
manaya uygun olsa da, kanaatimizce bu mana biraz uzaktır. Ayetin akışına uygun
olan mana, âyetin peşinden zikrettiğimiz ve Sabunî'nin tefsîrindeKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, Çantay'ın da meâlinde ifâde ettiğidirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi. Buna göre, âyetteki efemâ nahnu bi-meyyitîn, illâ
mevtetene'l-ûlâ
ifâdesi, cennetliğin cehennemliğe hitabının bir devamıdır.
Bu ifâdelerle, cennetlik, cehennemliğe onun inkârcı sözlerini alaycı bir üslupla
hatırlatmakta, onun, "bir kere öldükten sonra artık dirilmeyeceğiz, azap ta
edilmeyeceğiz" iddiâsının gerçekleşmediğini bildirmektedir. Nitekim bir âyette
âhireti inkâr edenlerin şöyle dedikleri nakledilmektedir: "Sadece ilk
ölümümüz vardır. Biz diriltilecek değiliz"
(Duhân, 35). İşte yukardaki
âyette cennetliğin alaycı bir tavırla anlattığı şey de kâfir arkadaşının
dünyadayken alaycı bir tavırla söylediği bu nevi
sözleridir.

Reenkarnasyona delîl olarak sunulan daha başka âyetlerKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi de vardır. Meselâ, "... Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
Sonra canını aldı ve kabre soktu. Sonra dilediği vakitte onu yeniden diriltir"
(Abese, 20-22) âyeti, mazî sigalar (geçmiş zaman kipleri)dan
hareketleKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi, "O'dur ki, ölümü ve hayatı yarattı" (Mülk, 2)
âyeti, ölümün hayattan önce zikredilmesinden hareketleKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi bu konuya delil olarak öne sürülmüş hatta, kıyamet günü
karanlıklar içinde kalıp, bir ışık arayan kâfirlere ışık arama yerinin dünya
hayatı olduğunu ve artık bunun da muhal olduğunu ifâde etmek için kınayıcı ve
istihza edici bir tavırla söylenen, "Onlara denildi ki, ardınıza
(dünyaya) dönünüz de orada ışık arayınız!"
(Hadîd, 13) âyeti dahi
reenkarnasyona delîl sadedinde sunulmak istenmiştirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi.

Kıyametten sonra tekrar dünya hayatının olacağını
söylemek, kıyametin de tekrarını gerektirirKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi ki böyle bir şey de tenâsühü kâinatın ve devirlerin sonsuza kadar
devam ederek, her devirde bir önceki devrin benzeri hâdiselerin vuku bulacağını
söyleyen bir kısım tenasühçülerinKur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir Dipnot-asagi görüşlerine yaklaşmak olur.

Görüldüğü gibi, Kur'ân kesinlikle dünyaya dönüşü reddetmektedir. Aksini
savunanların iddiâları ise, tutarlı değildir.


-ALINTIDIR.-Cool
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mevlana-security.yetkin-forum.com
 
Kur'an' da "reenkarnasyon" dan bahsedilmekte midir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
-
Buraya geçin: